28 Aralık 2012 Cuma

Apo için MOSSAD haber bekliyor

O kadar çok şeyler söylendi, yazıldı, çizildi ki bu PKK ve Apo üzerine... İnsanın bazen deliresi gelmiyor desek, pek de boşa söylenmiş olmaz sanırım. Bazıları birbirinin kopyası.... Bazı kelime ve satırlar farklı sadece... Bazıları senaryo... Bazıları hikaye... Bazıları ise gerçeğin ta kendisi... Ama hiçbir zaman, ilk ağızdan, kapının ardındaki gerçekler fantazi dışına taşınamadı... Hangi gerçekleri... Siyasi gerçekleri, siyasetçilerin arasında kopan kıyamet ve perde arkasında kalmış suçlamalar, ithamlar ve hatta hakaretler... Mehmet Bican’ı yazdım son dönemde hep... Ben mi sadece?... Herkes ve hatta herkesimden, her düşünceden ve kalemden yazmayan kalmadı neredeyse... Şimdi, daha da bir çok konuşulacak bu isim Türkiye’de... “28 ŞUBAT’TA DEVRİLMEK” isimli kitabı Temmuz 2012’de yayınlandı. Kitap yayınlandığı andan itibaren kıyameti kopardı. Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu sorduğu çok soruyu bu kitaptan hazırladı. 28 ŞUBAT Savcısı yayınevinden kitabın yazılımını istedi. Daha neler, neler... Şimdi mi?... Daha da çok konuşulacak TERÖRLE SINANMAK” isimli yeni çıkan kitabıyla Bican... Kitap daha piyasaya verilmeden, pek çok yerde tanıtım bülteni dahi hemen haber yapıldı. Ya içindeki diğer konular... 12 EYLÜL Darbesinden 2002 yılına kadar devletin üst kademesinde bulunmuş, Başbakanlara danışmanlık ve Basın Müsavirliği yapmış Mehmet Bican’ın kitabından bir bölüm daha... ..................................................... Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Apo’nun ortadan kaldırılmasını düşünenler de var. Can almayı sürdüren PKK’nın başsız kalacağı, kan kaybedeceği, dağılacağı görüşünde olanlar bunlar. “Abdullah Öcalan yakalanıp Türkiye’ye getirilemez mi?” Bu soruyu 1991 yazında, dönemim ANAP’lı Millî Savunma Bakanı Barlas Doğu’ya sordum: “Katil Apo’nun Suriye’de hangi evde kaldığı belli. Bir operasyonla alınamaz mı?” Barlas Doğu, aynı soruyu o günlerde MİT Müsteşarı olan Tümgeneral Teoman Koman’a sorduğunu belirterek, bana şunları anlatıyor: “Koman Paşa, Apo’nun yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi için İsrail gizli örgütü MOSSAD’ın haber beklediğini söyledi. Ayrıca Suriye içinde de Apo’yu teslim edeceklerin bulunduğundan söz etti. ‘Yazılı emre gerek yok, Hükûmet’ten bana bir işar gelmeli ki, adamı gidip alayım, toparlayıp getireyim’ dedi…” Millî Savunma Bakanı Barlas Doğu, Millî Güvenlik Kurulu toplantılarından birinde PKK terörü konuşulurken söz alarak, “Apo’yu neden alamıyoruz?” diye bir soru atıyor ortaya ve şöyle diyor: “Yerinin belli olduğu söyleniyor. O mekân, Suriye toprakları içinde de olsa, herhâlde Türkiye o yere girmeyi beceremeyecek bir ülke değil. Bunu yapamıyorsak, başka ülkeler yapmaya hazır. İsrail gizli örgütü MOSSAD’ın bu işi 2 milyon dolar karşılığı yapabileceği yolunda duyumlarım var. Ayrıca, Suriye içinde de Apo’yu bize teslim edecek unsurlar bulunduğu söyleniyor…” Millî Savunma Bakanı Barlas Doğu, “Bu imkânları neden kullanmıyoruz?” diye soruyor. Millî Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başkanlığında çalışıyor. Başbakan Mesut Yılmaz da orada. Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş, MİT Müsteşarı Teoman Koman Paşa da toplantıda. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Millî Savunma Bakanı’na, “Türkiye hukuk devletidir. Terörist gibi davranamaz!” diyerek karşılık veriyor. Özal, ayrıca şu özdeyişi de aktarıyor toplantıya katılanlara: “Bataklığı kuruttuğunuzda, o bataklıktaki yaşayan sivrisinekleri yok edersiniz. Ama sivrisinekleri tek tek yok etmeye kalkarsanız, bataklığı kurutamazsınız…” Toplantıdan sonra, Millî Savunma Bakanı Barlas Doğu ile Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş, Çankaya Köşkü’nün merdivenlerinden birlikte iniyorlar. Güreş Paşa, Teoman Paşa’nın bu bilgileri bir başkasına açıklamasından rahatsız olmalı ki, Barlas Doğu’ya alaycı bir ifadeyle, “Koman Paşa bu işi çok iyi biliyorsa, kendisi MİT Müsteşarı’dır, Apo’yu Şam’da yakalayıp neden getirmiyor?” diye soruyor. MGK toplantısında, Türkiye’nin hukuk devleti olduğu yutturmacısıyla Millî Savunma Bakanı’nın ağzını kapatan Özal, “Terörist gibi davranamayız!” diyerek, Apo’yu ortadan kaldırmayı veya yakalayıp Türkiye’ye getirmeyi reddederken, iktidarının ilk yıllarında PKK’nın Eruh baskınında olduğu gibi, acaba gene yanlış mı yapıyor? Eruh-Şırnak baskınını önemsemeyip üzerine gitmeyen Özal, Apo’nun yeri yurdu belliyken ve adresi MİT’in ve MOSSAD’ın cebindeyken neden alıp getirmiyor PKK’nın elebaşısını? Çünkü o, PKK ve Kürt sorununu birbirinden ayırmıyor; Kürtlerin taleplerini karşılaması hâlinde PKK’da silahların susacağını, sorunun toptan çözümleneceğini düşünüyor. Eline geçen fırsatları, Türkiye’nin eyaletlere bölünmesi gerçeğini, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yurtturmacasının ardına saklayarak harcıyor. O günden bu yana onun gibi düşünenlerin de, düşünmeyenlerin de sorunu çözemedikleri gözleniyor. Onun gibi düşünenlerin başında 12 Eylül Darbesi’nin anlı-şanlı lideri Kenan Evren geliyor. ...................................................... İyi okumalar.... Kaynak: http://www.haberpolitik.net/yazar_yazilari.php?yazi_no=1205#.UN2BnuTZZ0k

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder